HALK TİYATROSUNUN DEĞİŞEN BAĞLAMI MEDYA: BİR DEMET TİYATRO ÖRNEĞİ Makbule UYSAL YÜKSEK LİSANSTEZİ TÜRK HALK BİLİMİ BİLİM DALI PDF Free Download

En yaygın beyaz yakalı suçlar; banka dolandırıcılığı, işyeri sahtekarlığı, rüşvet ve anti-tröst ihlalidir. Sutherland, bu tür beyaz yakalı suçların ceza mahkemeleri yerine medeni hukuk davalarına yol açtığını tespit eder. Medeni hukuk özel taraflar arasındaki iş ilişkilerini düzenler ve Ceza Hukuku ise, bireyin topluma karşı ahlâki sorumluluklarını tanımlar. Uygulamada, medeni hukuk davasını kaybeden, zararı madden karşılar ancak suçlu addedilmez. Şirket yöneticileri beyaz yakalı suçların neden olduğu cezaların çoğunluğunun şirkete yönelik olmasından dolayı korunur (aktaran, Macionis, 2012). Beyaz yakalı suçların dağılımını ölçmek, diğer suç türlerine göre daha zordur ve pek çok beyaz yaka suçu resmi istatistiklere hiç bir şekilde yansımamaktadır. Daha çarpıcı olan ise, yoksul suçlulardan farklı olarak, beyaz yakalı suçluların işledikleri suçları gizlemek veya çok az ceza ile atlatmak konusunda güçlü bir ekonomik, kültürel ve sosyal sermayeye sahip olmalarıdır. Beyaz yakalı suçlular cezaya çarptırıldığında ya da yargılandıklarında, genelde cezadan kaçarlar. Örneğin, Türkiye de 1990 lı yıllarda banka dolandırıcılığı ve banka hortumlama davalarında yargılanan çoğu yöneticinin ya yurtdışına kaçarak ya da başka illegal yollardan ceza almaktan kurtuldukları veya çok az ceza aldıkları tespit edilmiştir. Bir hükümet araştırmasına göre, sahtekarlıkla suçlanan ve tazminatla cezalandırılanların çoğunun mal varlıklarını saklamak ya da devretmek suretiyle borçlarının %10 undan azını ödedikleri anlaşılmıştır (Macionis, 2012).

  • Ancak Burhan Çıtır ın başına gelenler gülmece yaratmak için değildir.
  • 75 Suç Korkusu GİRİŞ Korku; bireyin tutumlarını, davranışlarını, algılarını, ilişkilerini ve gündelik yaşamını etkileyen temel duygulardan biridir.
  • Lütfiye bir kitap okumaktadır ve bu kitaba göre artık bebek büyütmek sadece kadının işi değil anne ve babanın ortak görevidir.

Kocası hapishanede olan kızı ile yaşar. 51 40 Mükremin hep mahalleyi korur. Aile içindeki konumu da evin diğer bireyleriyle yaşadığı çatışma ile ortaya çıkar. Kardeşi Lütfiye ve Lütfiye nin kocası Fadıl ile ayrı değerlere sahiptir. Evin kızı Lütfiye nin karşısında daima komik duruma düşer ve onun laflarını anlamaz. Lütfiye nin kocası Fadıl, Mükremin in tam tersidir. Fadıl çalışır, çok yoğundur.

Suçun kaynağında biyo-genetik özellikler yer aldığından, bireyi rehabilite etmek ekolojik suçların önüne geçmenin en etkili yolu olacaktır. Suçun kaynağı kapitalizm olduğuna göre, çevresel tahribatları ancak kapitalizmi ortadan kaldırarak yok edebiliriz. 75 Suç Korkusu GİRİŞ Korku; bireyin tutumlarını, davranışlarını, algılarını, ilişkilerini ve gündelik yaşamını etkileyen temel duygulardan biridir. Korku duygusundan yalıtılmış bir insan, toplum veya dönemden söz edebilmek mümkün değildir. Bireylerin korktukları şeyler ve bunlardan etkilenme düzeyleri farklılık gösterebilmektedir.

Korku Kültürü tedbirli olma kültüründeki artışa, güvenlik saplantısına, tanımadığımız bireylerin riskli olarak algılanmasına ve şüpheciliğin toplumsal paranoya düzeyine varmasına neden olur. Medyanın aşıladığı korku kültürü, dünyanın -süregelen refahımızın devamını sağlamak için şiddetin gerekli olduğu- tehlikeli bir yer olduğuna dair bir algıyı pekiştirir. Kısaca, medyada şiddet, insanları şiddet dolu bir dünyada yaşadıklarına ve dünyayı daha güvenli hale getirmek için şiddetin gerekli olduğuna inandırır. Bu endişe dolu dünya görüşü, öz kimliklerimizi korkuyla yoğuran bir şiddet kültürünün sonucudur. Gerbner, televizyon ya da medyanın insanlara her türlü şiddet ve güç karşısında korku, güvensizlik, endişe sahibi olmayı, pasifleşmeyi ve hatta bhttps://sahabet-tr.site/ eğmeyi yerleştirdiğini gözlemiştir. Gerbner in kültivasyon analizi, farklı yoğunlukta televizyon izleyen bireylerin toplumsal gerçeklik algılarının nasıl değiştiğini belirlemeye çalışır. Gerbner kültivasyon terimini medyanın toplumsal görüşleri nasıl biçimlendirdiğini anlatmak için kullanır. Kültürel Göstergeler araştırmasına göre, daha fazla televizyon seyreden izleyiciler (yoğun seyirciler), daha az televizyon izleyenlere (hafif seyirciler) kıyasla daha fazla kaygı ve korku duyduklarını ifade etmeye yatkındır. Gerbner e göre insanlar televizyonda ne kadar çok şiddet görürse, kendilerini şiddetin o kadar tehdidi altında hissederler. Bundan dolayı en temel hak ve özgürlüklerinden bile taviz verebilecekleri daha katı kanunlar ile otoriter düzen projelerine destek verme eğilimleri güçlenir. Gerbner, televizyonun fiziksel saldırganlık olaylarını tasvir edişini tanımlamak için mutlu şiddet kavramını kullanır. Bu mutlu şiddet Gerbener e göre, sakin, hızlı, acısız ve hatta heyecan vericidir de; fakat genellikle sterilize edilmiştir.

Kapitalizm suç yaratan bir sistemdir. Marksist kuramın önemli ismi Richard Quinney e göre hukuk, kapitalist toplumlarda burjuva sınıfının çıkarını ve özel mülkiyeti korumakta ve suç-ceza sistemi buna göre şekillenmektedir. Ceza yasaları vergi kaçırma veya çok uluslu şirketler tarafından çevreye karşı işlenen suçları soruşturma ve cezalandırmadan ziyade, hırsızlık, soygun gibi sokak suçlarına odaklanmaktadır. Ceza-adalet sistemini de cinsiyetçi karektere sahip olduğu ve kadın suçluları iyi bir anne ve ev kadınına dönüştürmeyi amaçladığı için eleştirmektedir. Feminist yaklaşım, kapsamlı bir toplumsal suç kuramının hem erkeklerin hem de kadınların davranışlarını aynı düzeyde yansıtma ve açıklama kapasitesine sahip olması ile mümkün olabileceğini savunmaktadır. Bu çalışma, değişen toplumsal yapı içerisinde ortaya çıkan farklı anlatım biçimlerinin, geleneksel formlardan etkilendiğini ve onları yeniden dönüştürdüğünü göstermesi bakımından önemlidir. Bir Demet Tiyatro dizisi üzerinde geleneksel halk tiyatrosunun değişen ve dönüşen anlatım tarzı irdelenecektir.